Antalya çoğunlukla yaz mevsimini çağrıştırsa da bilhassa kıştan ilkbahara geçiş devrinde tadına doyulmaz bir hal alır. Yaz sıcağında gezemediğiniz yerlerin bu mevsimde keyfini sürersiniz. Tıpkı günde dört mevsimin sunduğu hoşlukları yaşarsınız. Biz de güneşli bir Antalya gününe uyanıp yalnızca bir saat uzağımızdaki Saklıkent’e kar yağdığını duyar duymaz kentimizin sunduklarını fırsat bilip koyulduk yola. Kızılçam ormanlarından evvel baharın renkleri ve o ılık esintisi çıktı karşımıza.
En sıcak kayak merkezi
Yolda ilerledikçe baharın müjdecisi çiçek açan ağaçlar yerini karla kaplı yollara bıraktı. Baharın birinci günlerinin sıcaklığını bırakıp tıpkı saat içinde kış mevsimine geçtik. Baharın gelişine mi sevinsem, o çok sevdiğim lapa lapa yağan kara mı kararsız kaldım. Saklıkent’e yaklaştıkça yeni yağmış karın kapladığı çam ağaçları ve dağ konutlarıyla görüntümüz daha da masalsı bir hal aldı.
Yolda verdiğimiz sucuk ekmek molasına lapa lapa yağan kar eşlik etti. Saklıkent’e giderken şahane bir görüntüye karşı hem çay içebileceğiniz hem de odun ateşinde hazırlanan sucuk-ekmek yiyebileceğiniz duraklar var. Buradan yöresel eserler de satın alabilirsiniz.
Saklıkent Kayak Merkezi, Toroslar’ın Beydağları kısmında. Ilıman iklimiyle Türkiye’de sıcaklığın en yüksek olduğu kayak merkezi özelliğini taşıyor. Ayrıyeten ekvatora en yakın kayak merkezlerinden biri burası. 1900 rakımlı Saklıkent Kayak Merkezi’nde her düzeye uygun dört adet pist var. Nisan ayına kadar kayak yapılabiliyor. Saklıkent kayak imkânlarının yanı sıra Antalyalıların yayla olarak geldikleri bir dağ köyü. Yaz mevsiminde buraya yayla kültürünü yaşamak için çok sayıda Antalyalı çıkıyor.
Günün yarısını beyaz örtülü dağlarda geçirdikten sonra durağımız Antalya’nın meşhur Konyaaltı kıyısı oldu. Üstelik bir saatten daha az bir müddette deniz kenarındaydık. Saklıkent’te kayak sonrası denize girmek burada bir gelenek. Hava 20, deniz suyu sıcaklığı 18 derecelerde. Aylardan mart, kış mevsiminden şimdi çıkmış olmamıza aldırmadan Akdeniz’in masmavi sularına kendini atanlar görürsünüz kıyıda. Yüzerken görüntünüz karla kaplı dağlar.
Meşhur şiş köfte ve piyaz
Antalya lezzetleriyle de sizi keyifli edecek bir kent. Akdeniz deyince akla birinci gelen deniz eserleri olsa da lokal mutfakta Yörük geleneği ön plandadır. Et, balıktan daha çok tercih edilir. Örneğin yolunuzu düşürmüşken Antalya’nın meşhur şiş köftesi ve yanında tahinli piyazından yemeden dönmeyin. Köfte-piyaz için en lezzetli adresler:
Topçu Kebap, Şişçi Ramazan, Aksu Aslım Köfte. Antalya mutfağı köfte ve piyazdan ibaret değil elbette. Yöresel mutfağın en düzgününü mevsime nazaran değişen lezzetleriyle Yedi Mehmet Restoran’da yiyebilirsiniz. Yemeğinizi tahinli ve cevizli kabak tatlısı
ya da Arap kadayıfıyla taçlandırın.
Nasıl gidilir?
Saklıkent, Antalya’nın batısındaki Beydağları kısmında ve Bakırlı Dağı kuzey yamacında. Antalya kent merkezinden 50 kilometre uzaklıkta. Yol aracınızla yaklaşık bir saat sürüyor. Kayak merkezine Çakırlar-Doyran istikametinden Saklıkent ve TÜBİTAK Müşahede Merkezi tabelalarını takip ederek ulaşılabilir. Yol boyunca karşınıza süper görüntüler çıkacak.
Yapmadan dönmeyin
Tahtalı Dağı’na teleferikle çıkın.
Kaleiçi’nin dar sokaklarında yürüyün.
Yivli Minare’ye karşı kahve için.
Karaalioğlu Parkı’nda yürüyüş yapın.
Düden Şelalesi’ni görün.
Konyaaltı kıyısında karlı Toros Dağları görünümüne karşı güneş banyosu yapın.
Antalya Müzesi’nde Herakles heykelini görün.
Termessos Antik Kenti’ni ziyaret edin.
Köfte-piyaz yiyin.
Yöresel Antalya reçellerinden alın.
